Monday 22 September 2008

"GERİ DÖNÜŞÜM" Muhteşem Olacak

16-18 Eylül arası Birmingham NEC’de (National Exhibition Centre)[1] yapılan RWM ’08 (Recycling and Waste Management)[2] Fuarı’nın ilk iki gününe katıldım. Her ne kadar Londra’dan oraya gidip gelmek, o koca fuarı gezmek yorucu olsa da buna değdi. Türkiye’de yapılması planlanan bir proje için gitmiştim. İyi ki de gitmişim. Gezdim, gördüm, şaşırdım...

Şaşırmaya NEC’den başladım. NEC’ye ilk kez gittim. Eminim bir çoğunuz “bunda şaşıracak ne var, biz nice nice fuar alanları gördük. Sen gel bir de Frankfurt’takileri gör” diyorsunuzdur. Artık onu da cahilliğime verin lütfen. Londra Euston’da metrodan iniyorsunuz, gün yüzü görmeden Birmingham’a giden trene biniyorsunuz. Yine gün yüzü görmeden fuar alanına gidiyorsunuz. Ulaşım problem olmaktan tamamen çıkmış durumda. Fuar alanı devasa bir alan. Istediğiniz fuarın olduğu alana gitmek yoruyor tabii. Fuar alanının açık kısmı da çok iyi değerlendiriliyor. Hiç bir sistem mükemmel değildir, ama ben beğendim.

Gelelim asıl meselemize. Geri dönüşüm. Fuarda geri dönüşümle ilgili o kadar enteresan çalışmalar var ki, oraya varınca bu sektörün tahmin edilenden ne kadar büyük olduğunu anlıyorsunuz. İşin enteresan tarafı, kimi tip atıklarda firmalar “atık getirin bizeee” diye ünlemeye başlamışlar. Plastik, metal, cam ve kağıt atıkları ayrıştırma, toplama, balyalama, yeniden kazandırma, hatta enerjiye çevirme dahil birçok işlemi yapmak mümkün artık. Bu konuda Norveç, Almanya, İtalya gibi ülkeler daha ileride. İngiltere bile bu konuda çoğu Avrupa ülkesinden geri kalmış. Fuardaki bir çok firma diğer ülkelerdeki firmaların İngiltere distribütörleri. Hatta bir Türk üreticinin de distribütörünü gördüm ve koltuklarım kabardı.

Geri dönüşüm dünyada ve ülkemizde geleceğin sektörü olarak görülüyor. Bunun bir sebebi işin sosyal boyutunun olması. “Doğayı seven beri gelsin” deyip işinizi yapıyorsunuz. Bu sebepten devlet, AB vs. teşviklerini de daha kolay alıyorsunuz. İkincisi, girdiniz çöp. Yani insanların işe yaramaz deyip attıkları şeyler. Normalde katma değeri olmayan, hatta fazlalık olarak görülen, elden çıkarılmaya çalışılan şeyler. Bir de dünyada kaynakların artık kıtlaşmaya başladığı gözle görülür hale gelmeye başladı.

Tehlikeli atıkların elden çıkarılmasıyla ilgili Çevre Bakanlığı tarafından yürütülmesi ve denetlenmesi gereken 2005’te çıkan bir kanun var. Uygulanmayı bekleyen bir kanun. En iyi ihtimal ve niyetle yeterli altyapı olmadığı için uygulanmıyor. Çünkü bu atıkları atanlara, taşıyanlara ve toplayanlara lisanssız olduklarında çok yüklü cezalar içeren bir kanun bu. Ve ülkemizde henüz bu konuda çalışmalar tamamlanmış değil. İleri görüşlü bazı girişimciler böyle sistemler kurma hazırlıklarına başladılar. Umarız kendi yağımızla kavrulur, çöpümüzle enerji elde eder, geri dönüşümü en etkin şekilde kullanabiliriz.

Tüm bunların üstüne biraz da nostalji gördüm fuarda. Fotoğraflarını gördüğünüz arabayı tanırsınız. “Back To Future” filminde Michael J. Fox’un kullandığı araba. TRT’nin ısıtıp ısıtıp vermeye devam ettiği, hala bilim kurgu mu, komedi mi olduğunu anlayamadığım, ama bir zamanlar çok beğenerek izlediğim bir filmdir kendisi. “Birmingham’a nasıl geldi?” demeyin bilmiyorum.

Son olarak, şu geri dönüşüm işini düşünelim. Benim çok hoşuma gitti. Her atığı tekrar kullanıma kazandırsak ne güzel olur, değil mi?

[1] http://www.necgroup.co.uk/

[2] http://www.rwminfo.com/