Dünyanın en dikkat
çekici ekonomisi olan Çin, hepimizin bildiği gibi bir süredir uyanışta. Uyuyan
devin uyanması dünya ekonomisini etkiliyor. Çin’de her şehir ayrı bir sektörün
merkezi olma yolunda ilerliyor. Dünyada herhangi bir yerde görüp bir örneğini gösterdiğinizde
daha ucuza yaptıramayacağınız bir ürün yok gibi. Aslında tarih bu tür bir
ekonomik atağı ilk kez yaşamıyor. Yirminci yüzyılın ikinci yarısı bu konuda
Japonya için bir devrim. Trajik bir başlangıcın ardından Japonya kalitesiz ve
taklit ürünlerle üretime odaklandı. Bir süre sonra kendi markaları ve “Japon
malı” algısını üst düzeye çıkardı. Bugün Çin’in yapmak istediği şey de bu; yine
taklit. Sanırım birinci evre tamamlanmak üzere.
Telekominikasyonun Çincesi
Hemen her sektörde
adından söz ettiren Çin, sektöre göre farklı yatırımlar yapma yoluna gidiyor.
Özel sektöre destek olmanın yanı sıra özellikle büyük paralar gerektiren
teknoloji alanlarında devlet kendisi de firmalar kuruyor. Telekom, otomotiv ve
beyaz eşya sektörlerinde firmalar kurup maddi destek sağlayarak piyasaya giriş
yapmalarına ön ayak oldu. Otomotiv ve beyaz eşya sektörü henüz telekom kadar
başarılı olamadı. Dünya ekonomisinde payı oldukça büyük olan ve devler ligi
olarak bilinen telekominikasyon sektörüne de bugün Türkiye’de bir çok telekom operatörü
ve büyük şirketin de altyapısını yapan Huawei ve ZTE ile girdi. Çok değil,
bundan on yıl önce başlayan bu serüven dünyada bu alandaki dengeleri alt üst
etti. Devlet desteğiyle elde ettikleri yüklü nakitlerle bu firmalar dünya
piyasasına hızlı bir giriş yaptılar. Güçlü nakit ve ucuz iş gücü avantajıyla
fiyat rekabetine girdiler. On yıllık bu süreçte piyasada hakim oluncaya kadar
en ucuz fiyat politikasıyla fiyat kırmaya devam ettiler. Piyasada hakim olunca
karlılıklarını artırmaya başladılar. Tüm rekabet tarzları arasında bilinir ki
fiyat rekabeti en acımasız olanıdır. Bu alana girenlerin kaybedecekleri ve
kaybettirecekleri çok şey vardır. Bu yüzden ancak çok güçlüler dayanabilir.
Devlerin Aşkı
Çin’den gelen bu
güçlü fırtınadan etkilenmemek için Batılı firmalar birbirlerine sarılarak
hayatta kalma yoluna gittiler. Bu sarılmayla doğan aşk, firma evlilikleriyle
neticelendi. Amerika’nın gururu Motorola ve Kanadalı Nortel sarılacak kimseyi bulamayınca batmak zorunda kaldılar. Fin devi
Nokia, Alman Siemens’le evlendi; Alcatel de Lucent’le. Bu evlilikler de Çin
fırtınasının önüne geçmeye yetmedi. Şu günlerde bu firmalar da sıkıntı
yaşıyorlar. Telekom sektöründe Çin fırtınasının önünde ayakta kalabilen tek
firma Ericsson oldu. Ancak son zamanlarda Ericsson`un da kar paylarında
düşüşler görülmeye başlandı.
Uzun ömürlü ve bol
sıfırlı anlaşmalarla hayatını sürdüren bu şirketlerde bir yerden sonra anlaşma
yapmak, para kazanmanın önüne geçmeye başlıyor. Bunun en büyük örneği Enron.
Bugün ismi anılmasa da bir zamanlar dünyanın en büyük enerji şirketi olan
Enron, diğer etkilerle birlikte anlaşma egosu hastalığı yüzünden tarihe
karıştı. Piyasayı kaptırmak istemeyen koca koca şirketler cüz’i karlılıklarla
anlaşma yapmaya ve mevcut anlaşmaları devam ettirmeye çalışıyorlar. Anlaşma
egosu ve müşteri kaçırma fobisi karlılığı unutturup hayatta kalabilme ve
itibarı kaybetmeme uğruna bir girdaba doğru sürükleniyorlar.
“Tüm
bunlardan bize ne?” demeyelim. Çin fırtınası hepimizi etkiliyor. Her alanda
böyle ucuz maliyetli ürünlerle rekabet halinde olduğumuzu unutmayalım. Bir de
bu devler bana şunu öğretti: Yeri geldiğinde küçülmek, birleşmek, ayrılmak,
bunların hepsi bir seçenek olarak çekmecemizde durmalı. Firma ve kişisel
egolarımıza kendimizi kaptırmamalıyız.
İşletme
fakülteleri ve yüksek lisans programlarında başarı ve başarısızlıklarıyla vaka
analizi olarak öğrencilerin karşısına çıkacak bu şirketleri ve sektörü izlemeye
devam ediyoruz. Bakalım neler olacak?
Not ve Ekleme:
Yazı yayınlandıktan sonra Türkiye'de 10 yılını dolduran Huawei'nin en büyük ikinci AR-GE merkezini Türkiye'de yapmayı planladığını, ürün geliştirme operasyonlarını İstanbul'a taşıyacaklarını ve Türkiye'nin orta Asya operasyonları merkezi olacağını da öğrendik. Hadi bakalım.
Bu yazı 5 Kasım 2012 tarihinde www.eurovizyon.co.uk
internet sitesinde yayınlanmıştır.
No comments:
Post a Comment